Mehmet Açar'a ait, "Siyah Hatıralar Denizi" adlı kitap..
Yanımda tasıdıgım ve işe gidip gelirken, metro da okudugum bir kitap.
Ki cok nadirdir yanımda kitap tasıdıgım.
Şiddetle tavsiye edebilirim..
Gizemli bir otel... Ennoia...
Olağanüstü olayların yaşandığı bu otelin gizemini çözmek için
görevlendirilmiş genç bir müfettiş.... Kaybolan ajanlar
ve memurlar, intihar eden bilim adamları ve hem geçmişe
hem de geleceğe açılan gizemli yolculuklar...
düşle gerçeğin birbirine karıştığı, zamanın ve varoluşun
temel bir problematik olarak ustaca işlendiği, bilimkurgudan
polisiyeye, Kafka’dan Borges’e pek çok göndermesi, kurgusu
ve temasıya kültleşmiş, orijinal bir roman Siyah Hatıralar Denizi
13 yorum:
Yazarı da kitabı da ilk kez duydum.. Kitabın türü nedir, hikaye roman vs? Merak ettim de..
la panse,
Acıkcası ben de sadece Mehmet Açar'ı Sinema dergisinde ki yazılarından tanırım. Halen O dergide zaten..
Kitabın türü Roman.Kurgu harika. Post u editledim, oraya ekledim kitap hakkında bilgiyi..
Bu kitabı bir araştıracağım...
Erol sen döndün mü ya tatilden? Ben adapte olamadın henüz sanırım.Yoksa internet kafeden mi iştirak ediyorsun bloguna?Ele geçirilmesin diye?:)
Wanna Run, benim tatilim bir hafta idi ve Bitti :(
Adapte olamamak, aynı sıkıntı bende de var.huff
"Tatilden sonra enerjik olcam, sıkı çalışcam" diyenlere şaşıyorum.O asıl tatilden önce olur! "Ohh, tatile son bir-iki" gazıyla:)
Umarım toparlarız...Gerçi ben pek umutlu değilim ama anılarımı yazarak oradaymış gibi idare ediyorum şimdilik:)
Evvet cok haklısın.. Tatilden once, tatile cıkacagım diyerek kendi kendini ister istemez motive etmiş oluyorsun..
Ama dönüş tam bir felaket. Hatta işi bırakma gibi kötü! düşünceler sarıyor insanı -kendimden bahsediyorum- :)
Ruhumuza işleyen o tatil keyfi, yaprak dökümüne ugrayor yavasca. Tabi bu yavas ilerleyen zamanda olası gerilim sendromları, hayattan bıkkınlık ve hufff nidaları da artıyor..
Olsun "Ben Böylede Mutluyum" :)
Nasılsa, mutlu olsam da olmasam da hayat devam ediyor. Neden kacırayım ki o AN ları..
@wanna run
"Ele geçirilmesin diye?:)" ben de diyorum neden kulaklarım çınlıyor :-P
@erol
teşekkür ederim verdiğin bilgi için. wanna run gibi ben de meraka düştüm, araştıracağım. şu yakınlarda staj dışında bir şey yapmıyor olsam da okursam üzerinde konuşuruz, ne güzel olur..
la panse,
rica ederim. Ben bu kitabın filme dönüştürülmesini düşünür oldum..
Kulakların cınlayınca da aklına hemen bu blog ya da Wanna Run ın blogu geliyordur herhal :)
ne diyorsun devrimci gençliğim geliyor aklıma, hey gidi günler diyorum:-)
La panse: ne diyorsun devrimci gençliğim geliyor aklıma, hey gidi günler diyorum:-)
Ha ha:) Çok güldüm buna. Kulaklarını bolca çınlatıcaz mevzu "blog bakıcılığına" gelince demek ki:)
Ve Erol:
Nasılsa, mutlu olsam da olmasam da hayat devam ediyor. Neden kacırayım ki o AN ları..
Soğuk duş etkisi yapıyor aslında bu basit cümle. dur ben bir kurulanayım, üşütürüm sonra...Güzel dillendirmişsin. Bir de uygulayabilsek (Ya da kendi adıma konuşayım: Uygulayabilsem!)
Bir de uygulayabilsek (Ya da kendi adıma konuşayım: Uygulayabilsem!)
Ben de uygulayabildigimden degilde, olması gerekeni yazdım :)
Ha! Hiç mi uygulayamıyorum, genelde cabalıyorum, zoraki olunca da, kendimi tuhaf hissediyorum. Hayatta herşey alışkanlık uzerine kuruludur diye dusunurum ve alıştırım kendimi birşeylere ya da alıştırmam "trajihayat" bi nevi :)
ps: bir kelime -Uygulayabilsem!- neler yazdırıyor insana..
Trajihayat
Çok iyi durmuş bu kelime! Belki de biz bardağın boş kısmını görüyoruz hep, bilemiyorum...
Wanna Run,
Bir de bardağa bakmalı :)
Ugyud Hoşgeldin..
Konu sapmış degil..Konu konuyu acar oluyor ve pek te güzel oluyor..
Yorum Gönder