10 Mart 2006

çürük

bir şeyleri devamlı istemek, istediğin şeyin ne olduğunu bilmemek, istediğini zannettiğin şeylerin ihtiyacını gidermemesi... ve kalkarsın ayağa deli divane odada dolaşırsın. sebepsizce. göğsünde kalbinin doldurduğu boşlukta bir sancı. sonuç...
ve
sebepler ve sonuçlar karışmış birdenbire... bir kısır döngüle-ş-meler silsilesi... bir çemberin içindesin işte, merkezinden eşit uzaklıkta yalnızlıklara koşan... bir teğeti arar durursun seni çıkaracak...
ve
aram açılıyor; zamanla, bir türlü çözümlenemeyen o hain cellatla savaşıyorum belki de, bile bile yenilgiyi…

1 yorum:

7.oda dedi ki...

ya dışındasındır çemberin ya da içinde yer alacaksın..
kendin içindeyken kafan dışındaysa?

çaresi yok kardeşim!!!!!!
her akşam böyle içip kederlenip mutsuz olacaksın
meyhane (bilgisayar) masalarında kahrolacaksın

sevdiğim bir şarkıydı.. şimdi sana söylemenin zamanıymış..
insan bir kez farkedince gerçekten çemberin içinde olduğunu.. bir daha asla eski haline dönemiyor..
kuşatılmışlık hissi bir daha asla peşini bırakmıyor.. ne kapısı var ne penceresi ne de yıkılabilecek duvarları.. incecik bir ip ama sicim gibi.. geçmeye kalkarsan kesiyor.. kandan değildir belki korkusu insanın ama.. dışarı tek parça halinde çıkamayacağını bildiğinde kanı ilk gördüğünde vazgeçiyor..
hadi bir sigara içelim.. sen en azından odanda şimdi tüttürebilicen.. ben gidiyorum mutfağa:)

yıl olmuş kaç, sen hala ne?

bir alttaki yazı ile bu yazı arasında 15 seneden fazla zaman var. neredeyse 6000 gün. altıbin adet doğmalı batmalı gün. hepsi de adrese tesl...