17 Nisan 2006

bağ ile laç, kaç kaç

her insan gibi biraz dışlanmışlık ve yalnızlık olgusunu içinde barındıran biriyim. kanatların olmasaydı uçacaktın bilirim ve gülüşlerin ellerinde. varsayalım ki; tek, bir şansın var. dere tepe düz gitmiş kadar yorgunum bu bilmecede.
veya
sıra sıra ihtimâller
ve, kapalıydı kapılara
ya, nerde diyordu anahtarlar
ile çaresizdi,
bakarken "ki" ye
bağlaçlar ayırmıştı
insanı hayattan
ve
şimdi
kendimi kovduğumu farz ediyorum
noktadan
.
dan,

5 yorum:

Asuman Unsal dedi ki...

bu yazının başlığına takıldım, her sayfayı açtığımda kaç kaç, ama inan çok güsel. noktadan sonra büyük harfle başlayalım ya da işte ne bileyim;

Asuman Unsal dedi ki...

bak halen gülüyorum yahu

Erol dedi ki...

gül tabi. gereksiz bir sürü ayrıntının içinde, yapabileceğimiz en iyi şey gülebilmek. gülebilmek öyle herkesin de harcı değildir. sosyal olmayı gerektirir. sosyal bilgiler diye bir ders vardı. bir de hayat bilgisi vardı. aslında o kadar çok çey var ki, boş ver şimdi.

mer dedi ki...

ne kadar da umut dolusun erol. sanki şimdi sokağa çıkıp
"hayat sevince güzel sevince tatlı güzel bir kuşu kelebeğiii bir taşı sevin yeter" diyerek dans edip gülücükler saçacaksın etrafa.
derin iz ile katılırz sana. hadi başla :p

Erol dedi ki...

üç diyince başlıyoruz :)

yıl olmuş kaç, sen hala ne?

bir alttaki yazı ile bu yazı arasında 15 seneden fazla zaman var. neredeyse 6000 gün. altıbin adet doğmalı batmalı gün. hepsi de adrese tesl...