aklıma, ilkokula gittiğim bir zaman dilimi geldi. yedim. hayır salak. siyah önlüğün cebinde mendilim vardı. ve tırnaklarımı kesmiştim. bindokuzyüzlüyılların birinde doğmuşum. bahçeye kaçan topu almaya gitme konusunda çok iyiydim. çok güzel plase vuruyordum. herkes şaşırıyordu. zaten çok da hızlı koşardım. kesin biri izliyodur beni, beğenip alıp götürecekler, büyük bir futbolcu olacağım gibi bi’şeyler düşünüyordum galiba ama o kadarda emin değilim, düşünmüyor da olabilirdim. ben o zaman büyümek ve bi’şey olmak falan nedir bilmezdim. önlüğe takılan yaka boktandı. cin ali, en iyi ali. bizimkiler’de de ali vardı, ben onu izlerken o benden önce ortaokula başlamıştı. demek ki benden büyüktü. çok zekiydim. zaten ben siyah önlük içinde zayıftım. daldan dala ve kopuk yazıyorum. ilkokul örtmenimiz hemşerimizdi. bana hep hemşerim derdi ben anlamazdım. 3. sınıftayız ve siyah önlüklüyüz işte o zaman anladım. kavradım desek iyi olur. çok aptalmışım ben lan. ilkokulda hiç andımız okumadım. ve hiç istiklal marşı da. kaçıyordum böyle öretmen gelip seçiyordu ben hep sığışırdım. sığışmak ne lan. ama bir kere aptallığıma denk geldi. sınıftayız, şiir okumak isteyen var mı diye soru sordu örtmen. ben de parmak kaldırdım. meğer yirmi3 nisan geliyormuş, onun içinmiş. hay allah ben de tahtada okucam sanmıştım. biz yedi siyah önlüklü ve bir pamuk örtmen prova yapıyorduk. 23 nisan’ın a harfi bendim. yirmi3 nisan geldi, çıktım okudum. okuduktan sonra, sustum. kimse alkışlamadı. meğer benden sonra n harfi varmış onu bekliyorlarmış. sonra alkışladılar. ben de önlüğümü çıkarıp seyircilere attım. beslenme notum iyi’ydi. karnenin sağ kısmındaki o notları zaten hiç anlamamıştım. hepsi pekiyi. bu cümle çok güzel. karnen nasıl? hepsi pekiyi. hepsi mi? evet. vay be! yirmi3 nisan’da a olan var ya, işte o bendim. ilkokul bitiyorken herkes ağlıyordu ‘örtmenim biz sizi bırakmak istemiyoz, hep gelcez, görcez sizi’. yalan bunlar. ben hep atari salonuna gittim. street fighter’da karşılıklı oynamak aduket ve aryuken becerisi sergilemek çok daha zevkli ve öğreticiydi. ve zaten ben ne öğrendiysem dershanede öğrendim. bi ara özgeçmişimi yazıcam, ama önce anneler günü için hediye almalıyım.
3 yorum:
Erol,
Ben de küçükken çok bişi (içeriğini bilmediğim ama çok olacağını düşündüğüm;) ) olacağıma inanırdım hep (inanç en büyük afyonu zaten genç zihnin) ama bırak "çok"u, hiçbişi olamadım! Ama bu yazına ba-yıl-dım. Ancak bu kadar sevimli yazılabilirmiş:) İşte bu kadar bişi, çok bişi, hiçbişi...
wanna, yorumunu okumak güzel. teşekkür ederim, beğenmene sevindim :)
Bir resmim var. Karne günü. Bir elimde kardeşim, diğerinde 1979 model rus malı üsten bakıp karşıyı çeken, boyna asmalı fotoğraf makinesine doğrulttuğum karnem.
"Hepsi Pekiyi" ya ben de güneşin alnında elimdeki karneyi gösteriyorum anneme.
O fotoğraftaki karneyi hiç hatırlamıyorum. Çünkü o zamanki teknolojide zoom, piksel, ISO ayarlı makineler yaygın değildi. Karne sadece parlak bir kağıt gibi duruyor elimde.
Niyeyse İlkokul diyince aklıma gelen ilk görüntü bu poz.
Aduket meselesini hiç açmayayım. Acayip Mimliyim. :)
Yorum Gönder