22 Ekim 2007

birbuçuk hayat Asude

zamanın geride bıraktığı herhangi bir gündü ve belki de o gün dünyaya gözlerini açan kız bebeklerden sadece birisiydi Asude. pembe renkli nüfus cüzdanını çıkartmak babası ile bana nasip olmuştu, tuhaf bir duyguydu. hastaneye döndüğümde kızımız küvezdeydi. soğuk beyaz bir kapının ardından bakıyordum ona ve aramızda tahminen on metre vardı. sadece teninin renginden seçebiliyordum orada bir can olduğunu ve o canın Asude olduğunu. rahatsızlığından dolayı hastanedeydi ve ben O'nu tam olarak göremesem de içimde garip, tatlı - ekşi arası durgun bir his ile yaşadığım şehre dönüyordum...
tekrar gittiğimde, O'nu görmüştüm. hatta elini bile tutup burnunu hafifçe sıkmıştım. burnunu sıkınca ağzını büzüştürüyordu, çok sevimliydi, hatta bambaşka bir şeydi O. ama rahatsızlığına teşhis konulamadığı için, yapılan testlerden dolayı her yeri iğne iziydi dünya güzeli yeğenimin...
kırkaltı gün olmuştu artık, bütün aile hayatını hastanede geçirmişti. kırkaltı gündür dünyanın merkezi o hastaneydi ailem için... ve ben başka şehirdeyim, aklımda pembe renkli nüfus cüzdanındaki Asude yazısı ve elini tuttuğum, burnunu sıktığım an geliyordu, telefon çalıyordu, Asude gözlerini kapıyordu, yağmur yağıyordu, Asude kırkaltı gün yaşayabiliyordu ve gidiyordu. küçücük bedeni, kocaman ruhuyla kırkaltı gün dayanabilmişti çektiği acılara ve yüzü bile gülebiliyordu o kırkaltı günde.
öyle bir şeydi işte...
kopuk ve kısa...
Asude bir şeyler anlattı ve gitti umarım anlayabilirim hayatımın geri kalanında... belki de sabırdı giderken bize bıraktığı, kimbilir...

ablama ve enişteme sabır diliyorum, avucumdakileri de size yolluyorum.

7 yorum:

Asuman Unsal dedi ki...

küçük Asude, küçük meleğimiz,
yutkunsan da gitmeyen birşey var; sıkışıyor, burnunun ucu yanıyor,
diyebilecek birşey bulamıyorum.
ablana ve eniştene sabırlar diliyorum.

yanındayım hep biliyorsun...

Başak Ağın dedi ki...

sarilmi$tir mutlaka bir yerlerde bamba$ka paralelde canlanan hayatlara... asude.. opucugum.

ogulbin dedi ki...

Hüznümün kızı asude, sevgili kızım sen giderken ben kendimi keşfettim, meğer ben ağlayabilirmişim, meğer ne kadarda çok göz yaşı biriktirmişim yıllardır. Kızım benim; sen ne cesur yürek, ne kahramanmışsın herkesin korktuğu azrail'e nasılda gülümsemişsin bize hatıra son gülüşün kaldı hafızalarda. O gülüşün olmasaydı ya korksaydın kızım son nefesinde ya yüzünde korku ve endişe olsaydı ben nasıl dayanabilirdim, nasıl uyuyabilirdim... Hoşçakal kızım sonsuzda buluşmak dileğiyle. Seni çok seven baban. bir kere bile sarılamasada, sen babacım diyemesende.

hayatvereninkulu dedi ki...

Asudem canım inşaallah o gülen yüzünle bizi sonsuzlukta karşılaman dileği ile...Seni seven teyzen...

7.oda dedi ki...

çok şey söylemek isteyip hiç bi şey söyleyememek gibi tıkanan anlar..
ben bir telefon ekranın dan görebildim fotoğrafını.. öyle tatlı öyle huzurluydu yüzü..
zaman herşeyin ilacıdır diyorlar ya.. öyledir.. ama zaman bazen yavaş geçer işte.. bu yüzden ben de öncelikle canım dostuma ve sonra eşine ve sonrada sizlere sabırlar diliyorum..

Erol dedi ki...

hepinize teşekkür ederim, eksik olmayın.

Aydan ÇAKMAK dedi ki...

insan bi bebeğini kaybedindce, sonradan da yine bi cocuk sahibi olunca, hele hele de daha 4 aylık bi bebekse şuan, yukarda yazdığın satırları okurken bicok insandan daha cok ağlayabiliyormuş. bugun bunu gördüm.

sabırlar... ama cidden sabırlar diliyorum, en cok da anne ve babasına.

yıl olmuş kaç, sen hala ne?

bir alttaki yazı ile bu yazı arasında 15 seneden fazla zaman var. neredeyse 6000 gün. altıbin adet doğmalı batmalı gün. hepsi de adrese tesl...