4 Aralık 2006

fareli köyün postacisi

acıktım ve mutfağa doğru veya yanlış seçeneklerden birini gördüm sokakta o kadar dardı ki zar zor sorular sormuşlardı sınavda düşünüyormuş gibi yapmaya çalışırken insan kendini işine kaptırır tüm paraları hırsıza ve artık yıla denk gelmişti postacı ve elektronik postaları da kendisinin getireceğini söylüyordu. bunu duyduktan sonra kendime çeki düzen vermeye karar verdim ve cümleleri birbirine bağlamaktan vazgeçtim, işte tam bu sırada, saat yirmi sularında su faturasını yarın ödemem gerektiğini farkettim ve eğer ödemezsem hiçbir şey olmayacaktı. hiçbir şey olmayacak şeyleri farketmekte üstüme yoktu. asıl meseleye geleyim; beynimde, televizyondaki karıncalı gösteren kanalı açan her kimse, çarpışan arabaların daha zevkli olduğunu bilsin. hem kablosuz klavye ile bir türlü aryuken çekemezken kablolu ve dandik klavyeyle çok da güzel aryuken çekebiliyorum. baştan sona okuyabildiysen eğer; ne kadar can sıkıntısı çektiğimi farketmişsindir. şimdi esas meseleye gelelim; havalar çok soğuk ve mavus tutan elim çok üşüyor.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

ısıtmalı mouse'lar var şimdi.. sıcacık.. sevdiceğin eli gibi..

elektrikli battaniye var bi de.. kendisi bazen bir kadından daha iyi olabiliyor.. hadi susayım ben. sen devam et sıkılmana..

Asuman Unsal dedi ki...

mavus tutan elin mi huf, bak ısıtmalı olanlar varmış negsel, kışlıkmış bide üşütmüyenlerden, bide ben anladım ne kadar can sıkıntısı çektiğini, madalya var mıydı?

Erol dedi ki...

bikelime, bayıldım bloguna.


madalya için mi yapıyorsun herbir şeyini?

yıl olmuş kaç, sen hala ne?

bir alttaki yazı ile bu yazı arasında 15 seneden fazla zaman var. neredeyse 6000 gün. altıbin adet doğmalı batmalı gün. hepsi de adrese tesl...