31 Mart 2006
allaklak bullaklak
ben bugün sinir oldum!
çikosalatalı post
geçen akşam eti puf yedim. eti puflar yedim. üç tane eti puflar yedim. ama tiksinçlenme hormonları salgılar gibi bi’şey olacakke.., hayır hayır, olamaz. hemen gidip ağzımla midem arasında oluşan o tatlı kıvamın üstüne sıcak bi mercimek çorbası içtim, açtım, doğru, yum. n’olduysa aklıma geçmişte bazen takılan şeyler geldi, ama takılan şeylerin ne olduğunu hatırlayamadım. hatta bak, bu bence çok aptalca, büyüsem bile bunun mantıklı bi açıklaması olmaz diyebildiğim şeyler vardı şimdi hatırlayamadığım. o zamanlardan bi eti puf var. probis vardı çokoprense rakip sanardım. aman bırak be. zaten bizim evdeki buzdolabın içi, filmlerdeki gibi değil, ben buzdolabı olsam üzülürdüm. aslında şükretmeliyim, dolap olarak, insan olarak da, ama buzdolabı hiç çaktırmıyor. ayva yuva yapmış, buzdolabına.
27 Mart 2006
21 Mart 2006
sabah sabah seda sayan
çek ordan bi konyalı
20 Mart 2006
vurgu
sevgi'lik...
19 Mart 2006
bi'şeylik
öyleyşte
12 Mart 2006
az-kere gidenlere
eksik
içimde sakladığım, taşarken dışıma; bakamıyordum gözlerine ve ellerini arıyordum, dokunmalara inat.
ve dokunabilmek her bir hücrene, bir, bir; birdir bir.
neden sonra düşündüm. düşündüm durdum. durdukça daha fazla düşündüm; zincirleme soruları bağlarken birbirine ve benliğime. bir cevap düştü zihnime:
10 Mart 2006
çürük
sebepler ve sonuçlar karışmış birdenbire... bir kısır döngüle-ş-meler silsilesi... bir çemberin içindesin işte, merkezinden eşit uzaklıkta yalnızlıklara koşan... bir teğeti arar durursun seni çıkaracak...
ve
aram açılıyor; zamanla, bir türlü çözümlenemeyen o hain cellatla savaşıyorum belki de, bile bile yenilgiyi…
?
8 Mart 2006
yok be insan işte
heh kalsın öyle!
söyle
7 Mart 2006
uğramalar
5 Mart 2006
gidiş
içindi gidişler;
ki
giderken en çok
bir şeyler gelirdi
peşinden
ve
gittiğini sanarken,
her savruluşunda
geceden,
her seferinde
o anlamsız zamana
düşerken,
döneceksin her
an
ve
giderken en çok
bir şeyler gelecek
peşinden
4 Mart 2006
sö(e)yle'm
bu zaman kadar her şey söylenmiş; söylenmemişleri ararken, söylenenleri okuduğumuzdan, söylenmemişleri bulup söyleyecek kadar zamanımız ve aklımız kalmıyor!
ve
her şey saat 10’da uyanmamla başladı. şimdi devam ediyor…
2 Mart 2006
4-ever ebe/sobe
yaptığım dört iş;
amelelik yapıyorum ben.
-cnc tezgah, torna
-serigrafik baskı, arma
-kartvizit tasarımı
-satış temsilcisi (bilg.)
-teknik destek, network proje
dört film veya dizi;
-suda yaşam
-before sunrise
-daima lilya
-run lola run
yaşadığım dört yer;
bursa – artvin - istanbul – ısparta - bursa
izlediğim dört tv programı;
denk gelirsem; x-files, avrupa yakası, haberler, reklamlar
tatil için gittiğim dört yer;
o kadar düşündüm tatille işim olmadığını anladım.
akşam işten çıkmak bir tatil gibi sanki…
en sevdiğim dört yemek;
pirinç pilavı, zeytinyağlı dolma, mantı, süt helva
yapan olsa da yesek
hemen şimdi olmak istediğim dört yer;
hemen şimdi dört yerde birden nasıl olunacak. soru iptal edilsin.
ebelenecek dört kişi aranmaktadır;
sordum soruşturdum kalmamış :)
1 Mart 2006
birinci bölüm
yıl olmuş kaç, sen hala ne?
bir alttaki yazı ile bu yazı arasında 15 seneden fazla zaman var. neredeyse 6000 gün. altıbin adet doğmalı batmalı gün. hepsi de adrese tesl...
-
Tatil e cıkacagım şurda 2 gün kaldı.. Ama gel gör ki işler giderek arttı. Sinir bi durum Stres oldum bugün.. Güzel olan tek şey; Mudanya ya ...
-
Parıltıları kaldı artık biriken sıkıntılarımın Organlarım teker teker dökülüyor, Kalbim o kadar sessiz ki bu duruma.. İçinden haykırıyor, du...