22 Mayıs 2006

mektup

kafamın içinde beyin olduğu bilgisine sahip olduğum bir ağırlığı taşımakla mükellefim... her yeni doğan gün, son günüm olacak ümidiyle, tüm saçmalıkları sorgusuz ve suâlsiz dışsallaştırmakla meşgulüm. beynimi ve kendimi, en çok da benimi törpüleyerek. artık oturduğum her ağaç altında içtiğim her sigarada ve öldüğüm her gecede, bir mânâsızlık anlamı çıkıyor; yüreğimin tüm arka sokakları kesişirken çıkmaz bir yolla.
yüreğim öyle bir dolmuş
ki sorma tüm bu
indir bindirler

direkten dönmeler
geceye düşen ölmeler
hepsi
bir varmış, bir yokmuş

hepsi hepsi bir avuç
yalnızlık uğruna

16 Mayıs 2006

şey

şey : az ve öz-süz ve bir o kadar çok dilimizin ucunda. kıymeti harbiyesi ise her sıkıştığımızda el pençe divan karşısında eğilmemizden. iktisat yasalarını (arz talep kerhanesi) ihlal edebilmiş ender şeylerden. (bunu en son eşşek kardeşimiz yapmıştı. yazık ki sonu bir tutam uğruna uçurumdan atlamak oldu). bir önceki paren-tezsiz cümlede görüldüğü üzere hem özne hem yüklemimsi olabilen bir kavram. koskoca bir kavramsal boşluk, boşlukları dolduran, dolu olanı boşaltan bir geçiş kapısı...

11 Mayıs 2006

cartel'e gel

aklıma, ilkokula gittiğim bir zaman dilimi geldi. yedim. hayır salak. siyah önlüğün cebinde mendilim vardı. ve tırnaklarımı kesmiştim. bindokuzyüzlüyılların birinde doğmuşum. bahçeye kaçan topu almaya gitme konusunda çok iyiydim. çok güzel plase vuruyordum. herkes şaşırıyordu. zaten çok da hızlı koşardım. kesin biri izliyodur beni, beğenip alıp götürecekler, büyük bir futbolcu olacağım gibi bi’şeyler düşünüyordum galiba ama o kadarda emin değilim, düşünmüyor da olabilirdim. ben o zaman büyümek ve bi’şey olmak falan nedir bilmezdim. önlüğe takılan yaka boktandı. cin ali, en iyi ali. bizimkiler’de de ali vardı, ben onu izlerken o benden önce ortaokula başlamıştı. demek ki benden büyüktü. çok zekiydim. zaten ben siyah önlük içinde zayıftım. daldan dala ve kopuk yazıyorum. ilkokul örtmenimiz hemşerimizdi. bana hep hemşerim derdi ben anlamazdım. 3. sınıftayız ve siyah önlüklüyüz işte o zaman anladım. kavradım desek iyi olur. çok aptalmışım ben lan. ilkokulda hiç andımız okumadım. ve hiç istiklal marşı da. kaçıyordum böyle öretmen gelip seçiyordu ben hep sığışırdım. sığışmak ne lan. ama bir kere aptallığıma denk geldi. sınıftayız, şiir okumak isteyen var mı diye soru sordu örtmen. ben de parmak kaldırdım. meğer yirmi3 nisan geliyormuş, onun içinmiş. hay allah ben de tahtada okucam sanmıştım. biz yedi siyah önlüklü ve bir pamuk örtmen prova yapıyorduk. 23 nisan’ın a harfi bendim. yirmi3 nisan geldi, çıktım okudum. okuduktan sonra, sustum. kimse alkışlamadı. meğer benden sonra n harfi varmış onu bekliyorlarmış. sonra alkışladılar. ben de önlüğümü çıkarıp seyircilere attım. beslenme notum iyi’ydi. karnenin sağ kısmındaki o notları zaten hiç anlamamıştım. hepsi pekiyi. bu cümle çok güzel. karnen nasıl? hepsi pekiyi. hepsi mi? evet. vay be! yirmi3 nisan’da a olan var ya, işte o bendim. ilkokul bitiyorken herkes ağlıyordu ‘örtmenim biz sizi bırakmak istemiyoz, hep gelcez, görcez sizi’. yalan bunlar. ben hep atari salonuna gittim. street fighter’da karşılıklı oynamak aduket ve aryuken becerisi sergilemek çok daha zevkli ve öğreticiydi. ve zaten ben ne öğrendiysem dershanede öğrendim. bi ara özgeçmişimi yazıcam, ama önce anneler günü için hediye almalıyım.

10 Mayıs 2006

jubanhua

şimdi bir fırtına lazım,
dünyayı başıma yıkacak
ve beş karış aklım
kurtaracak beni.
deli olacağım
divaneden sonra
fesleğen kokacağım,
balkonda biteceğim.
bit ki, bit ki,
denecek
bitip gideceğim
ülserli midelere
gittikçe biteceğim
bittikçe...
ve perde

6 Mayıs 2006

kör

bir vakit,
ve yine gecenin,
karanlık aydınlığı.
aklımda,
olamamışlar.
belki de
olmamalı’lar.
ya da
olamayacaklar.

ve
zaten
hep
dönüşler,
ve
zaten
hep
döneduran
kendin;
en çok
kendin
kadarken.

1 Mayıs 2006

aman sen'le mi uğraşıcam soru işareti.

sabah uyandırıldım. perdenin delikli-deşikli kısımlarından görünen dışarısı; soğuk gibiydi. hemen üşüdüm. giyindim, üşüdüm, çıktım, üşüdüm. akşam da dönücem. zaten bu böyle.


hafta sonuna ulaşmak
için.

yıl olmuş kaç, sen hala ne?

bir alttaki yazı ile bu yazı arasında 15 seneden fazla zaman var. neredeyse 6000 gün. altıbin adet doğmalı batmalı gün. hepsi de adrese tesl...