5 Ağustos 2007

demek ki, o insan dediğin...

yine bir sabah ile uyanır ve işte kendi kendini yönetir o insan. yolu da bellidir fakat bir gün sular kesilir, yataktan kalkar ve susamıştır. varsa biraz eğer, devlet su işlerini aramıştır ve işte karşısına çıkmıştır; belki de bir bütün ömrü alo demekle geçen adam.

yinelersin tekrar, sular kesik ve kan damlıyor musluklarımdan peki ne zaman gelir kestiğin hayatlar, bak geç kalıyoruz her şeye be adam.

evlat der herkese titrek bir ses tonu ile hayatı bütün bir alo olan adam.
sakin ol ve bırak şimdi kalbine doğrulttuğun o beynini. biraz nefes al ve aç bak pencereni göreceksin daha önce göremediklerini, benim bile göremediklerimi.

ve baktım aynaya gördüm ki, kulaklarım kesilmiş ve ellerim titriyor tutuğumda ellerini ömrümün ve ömür ölümle kol kola.

2 Ağustos 2007

hercümerç

içinde yaşam barındırmayan yeryüzünde,
gökyüzünün ölüme yattığı sırada,
yarıçapındayım evrenin.

çürümeye yüz tutmuş saniyeler
sona varan tüm günü boğmak üzereyken
bir hırıltı ile kesiliyor, yaşamsızlık.

ve yaşamsızlık boynumdan kıskıvrak yakalıyor.
ve gökyüzü ağlıyor.
ve ben kendimi ölüyorum.

1 Ağustos 2007

paralel

gerçekler’siz olamayacağının farkında olduğun zamanlarda, iç gerçeklerini istersin. ve işte zaten insan bu hepsinin bütünüdür. olağandır; olan biten iç dünyanın kişilik bozuklukları, dışavurumların…


kişinin kendisinde olmasını istediği hayat asla kendisinde olmayacak olandır.

yıl olmuş kaç, sen hala ne?

bir alttaki yazı ile bu yazı arasında 15 seneden fazla zaman var. neredeyse 6000 gün. altıbin adet doğmalı batmalı gün. hepsi de adrese tesl...