17 Ağustos 2005

mora(r)ttı ben(i)

ve böyle uzar gider… lastik gibi uzadıkça, uzar... ki ne zaman kopacağını her an hissedecekmişçesine, ama yinede salakça bir umutla sınırlarını zorlarsın elindeki her neyse(ki bazen; yaşam)...kopana dek... kopar...içinden pişmanlık benzeri bir şey, akıp gider...sonra düşünürsün yıkmak her zaman daha kolaydır diye...kolay mı gerçekten her şey bu kadar?
belkide sorularımı yitirdim bu aralar... beni mor, karşımdakini morlaştıran soruları... hep cevaplar vardır etrafımda ıslı bir adada... yalnızlık ne kadar mümkün en başta kendin denen lavukla yaşamak zorunda olduğun sürece...

3 yorum:

Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Yaptıklarımla, söylediklerimle hep bir pişmanlık duygusu sarar yüreğimi.

Ya yanlışlarıma üzülürüm, ya da elimde olup yapamadıklarıma; ama hep üzülürüm!

Hani acı çekmeninde bi güzelliği yok değil. Yoksa ben bi mazoşist miyim?

Bilmem ki! Olsamda uyar, olmasamda uyar; ne gam ne keder, her şeyi boşver :)

Merhaba Duygu, Erol...

:..: dedi ki...

yalnızlık ne kadar mümkün en başta kendin denen lavukla yaşamak zorunda olduğun sürece...

çok doğru..

Erol dedi ki...

tekrarlarmışcasına Merhaba

yıl olmuş kaç, sen hala ne?

bir alttaki yazı ile bu yazı arasında 15 seneden fazla zaman var. neredeyse 6000 gün. altıbin adet doğmalı batmalı gün. hepsi de adrese tesl...