28 Ağustos 2005

otur yerine

karanlığım kalmışken solsuz sağsız ve sağ sol darbe yerken, buz gibi güneş doğuyordu geceye ay niyetine.. karanlığıma soğuk iniyordu... can sıkıntılarını cıkarınca hayattan ne kalırdı elimizde, benimizden büyük eksinin küplerimi ovusurdu avuclarımızda.. düşünce düşünce diyorduk düşemiyormuyduk zamandan, yoksa sadece düşlüyormuyduk düşerken.. neydi bu tanımsız devinmeler yalnızlığa ait... yoksa herşeyin içine kazıdığımız hiçsizlik midir?ne mi var. elimi acıyorum avuclarımı goremiyorum, avuclarımı cebimde bırakmış; içimize düşerken düştüğümüz dışımız...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Düştüğüm senin derinliğindir,benim derinliğimdem kopup gelen ,gözlerim avuçlarında kalmıştı dışımızın isyanını geride bırakırken...

Adsız dedi ki...

Düşüne karıştım mı

kulaklarım çınladı sesinle
sen gelmişsin düşümde hasretin göz göz kucakladı beni sonsuzluğumuzla

yıl olmuş kaç, sen hala ne?

bir alttaki yazı ile bu yazı arasında 15 seneden fazla zaman var. neredeyse 6000 gün. altıbin adet doğmalı batmalı gün. hepsi de adrese tesl...