3 Ağustos 2005

alametifarika

Birkaç yıl aradan sonra odamda ki dolabı açacaktım. (Oheh, cümleye bak) Yok, yok efendim öyle değil, dolabı açmaya giderken ki modum bambaşkaydı “Çekilin, ben açarım, daha önce görmüştüm, deneyimliyimdir bu konularda, arkadaşlar arasında fena tanınırım, tahtadan en iyi ben anlarım, teorik bilgi ile tecrübemi birleştirip…. Tamam yeter. Sus…”

Niyetim sadece kapağı açmak değil, içinde neler var o’lum kaç yıldır açmıyon bir bak hele gibi bir şey olsa gerek fakat o anki ruh halimi tam hatırlamıyorum ve uykusuzluğuma veriyorum.. Belki de çok önemli bir kâğıt ya da resim falan bulucan ve her şey bambaşka olacak tribinde değildim tabi ki. Neyse açalım artık dolabı. Açalım. Açıyorum. Açtım. İyice döktüm hepsini ve ardından “hassktr off şimdi bunları toparlaması var bir de” gibi bir karamsarlık sardı bünyeyi. O sardıkça ben yatağa yanaşıyordum. Sarıyor, yanaşıyorum, sarıyor, yanaşıyorum derken valide hanım odaya teşrif etti ve beni o trans halinden çıkarıverdi. Fakat odayı o halde görünce annem transa girdi bu sefer. Neyse ki şimdi iyi kendisi, sıhhati falan yerinde.

Bir de konuyu dağıtma huyum vardır benim, nerde kalmıştık. Büyük bir poşet çıktı böyle bir sarmalanmış ta malanmış cinsinden. Poşetin fazlaca sarmalamasından dolayı sarmal sinir yüklünen ben, onca boğuşmanın ardından karşımda ne gördüm; “Sega Mega Drive II ” ve aldım hemen tv ye bağlamak için fakat o da nesi konsolun adaptör girişi kırık, tamir edelim hemen alalım havyamızı, iki cız bız oheh tamamdır. Şrak karşımda ekran “Di ri li lü, li lü di ri lü” tarzı bi oyun “Galaxian” gibin bişey bu yahu. Kasette birkaç pestenkerani oyun daha mevcuttu fakat ben sıkıldım, eskiler göründüğü kadar güzel değilmiş yahu. Ellemeseydim o dolaba hiç, “Sega MD II” ben de daha farklı kalacaktı. Geçmişi daha fazla kurcalamamak ve geçmişsel değer kayıpları yaşamamak için, her şeyi dolaba geri tıktım. Dolabı valide hanıma havale ettim. Hayırlısı…

Sonuç kısmı olacak mı bu yazıda.. Hmm. Pekala;
Sonuç kısmı işin hep en boktan kısmı olmaktadır. Bir deyim ve/veya birine ait bir söz ile pekiştirelim olayı ki, millet kulagına küpe yapsın.. Bir de "Kulagında Küpe" si olanları unutmayalım diyerek. Onlarada bir yerlerden elma, armut atalım belki yerler..

3 yorum:

Pelin Gumus Sariot dedi ki...

geçmişi fazla kurcalamamak lazım dediğin gibi eroljum...zira hiçbir şeyin aynı kalmadığını, seni bir zamanlar mutlu eden şeylerin bir anda "pöfff" sabun köpüğüne dönüştüğünü görmek büyük bir hayal kırıklığı...bırak dağınık kalsın...

Wanna Run dedi ki...

Her yaşın, hatta her ayın, hatta her günün ve hatta her "an"ın bizde farklı şeyler uyandırdığını ve o "an" içinde bulunduğumuz ruh hali ve algılama düzeyini bir sonraki "an"da dahi yakalayamayacağımızı unuttuğumuz için mi geçmişten bir şey çıktığında karşımıza eğer "geçmişteki" gibi göremiyorsak artık onu bir "an"da hayal kırıklığına uğruyoruz acaba? Ya da ne? Nasıl? Niçin? Hı?
...
...
...

Erol dedi ki...

bugün, dün..
yarın, bugün..
yarın da oldu dün..
hergün dün..

Dün-ya döner dur-ur dünden öteye..
bizler de gideriz tam tersine..

Dolaba ellemem artık, çağırana kadar beni..

yıl olmuş kaç, sen hala ne?

bir alttaki yazı ile bu yazı arasında 15 seneden fazla zaman var. neredeyse 6000 gün. altıbin adet doğmalı batmalı gün. hepsi de adrese tesl...