Hayatımın geri kalanında… Bir dakika ben bunu kaçıncı defa söylüyorum “geri kalanı” diye. Geri kalan mı? Güldürme artık beni. Kendin dahi inanmıyorsun artık geri kalanına. Hayatın değil de kendinden “geride kalan”ının sana ne getirdiğine bakmalısın. Yapılan her kötülükte “uyulan şeytan“gibi olmuş hayatın. Olmamış aslında, bilinçsiz bir yakıştırma seninki.
Farkında olmamak ne kötü, doğduktan sonra çevremizi sarmış olan ve “öğreti” ile gelen o kadar çok şey var ki, sanki doğum izi gibi.
Farkında olmamak ne kötü, doğduktan sonra çevremizi sarmış olan ve “öğreti” ile gelen o kadar çok şey var ki, sanki doğum izi gibi.
Akrabalarımı birçoğunu sevmem, sevdiklerim ise akrabam olduğu için değil, o kişi oldukları için bende sevilir. Sevmediklerim akrabam olmasa ve yine karşıma çıksa yine de sevmem. Akbabalar pardon akrabalar da insan, dışarıdaki insanlar gibi, sevme zorunluluğum yok onları. Doğurganlıkla ilgili bir bağ var diye sevmek zorunda değilim. Akrabalık bu noktada bir öğreti oluyor. Eğer bize en başından beri “Hemşehri” lik kavramı, akrabalık kavramı gibi öğretilseydi, aynı durum “hemşehri” lik kavramı için söz konusu olacaktı. Sadece kabul görmüş bir sistem bu akrabalık. Yaşlı insanlara saygılı davranırım, akrabam olması ya da olmaması bu durumu değiştirmez. Sevdiğim veya sevmediğim kişinin akrabam olması ya da olmaması hiçbir şeyi değiştirmez.
Akrabalık bu durumda sadece evlerine rahatça girip çıkılabilecek ve çat kapı rahatsız edilebilecek düzey insanları oluyor. Kuzenimi severim. Yılmaz olduğu için. Bir yabancı olarak tanışsaydım kendisiyle, yine severdim.
dip: Arkadaşımla geçen diyalog tan sonra bu konuyu yazma eğiliminde bulundum ve yazdım.
alt bilgi:
Estağfurullah=Teşekkür edilen veya övülen bir kimsenin söylediği bir incelik ve alçak gönüllülük sözü.
4 yorum:
Akrabalık mefhumu gereksiz icat... Dışarıda tanışsan hiç umursamayacağın insanlarla -sevmesen de- ilişki kuruyorsun.
Erol, sana "çok fazla" katılıyorum ve hatta akrabalığa bakışımız "hemen hemen aynı" diyorum. Ardından "pek güzel" anlatmışsın diyerek "sırf öyle olması gerekiyor" diye birilerini sevmek zorunda hissetmediğin içik kendini seni "içtenlikle selamlıyorum"...:)
Eğer siyahın bir zıddı var ve o da beyazsa!
Hemşeriliğin de zıttı vardır, o da ırk düşmanlığı.
Beyaz adam siyah adama düşman oldu, kendi renginden doğmadığı için; çekik gözlü beyaz adama düşman oldu, boyu kısa olduğu için; esmer kadın sarışına düşman oldu güzel olduğu için.
Bu hemşehri muhabbeti böyledir; nerede bunlar bir araya gelir kendilerini sistemin patronu olarak görmeye başlarlar.
Aralarında birbirleri tutarak hakkı, hukuku, adaleti kendileri yazarlar.
Ben daha fazla yorum yapmayayım, düşünen anlasın. Bana hiç kimse hemşeri ayağı yapmasın, bizde o kapılar kapalı.
İster Çin'li ol, ister zenci.
Gel, yine gel, kim olursan gel!
Ortaya Konuşan,
Kazım Mızrak
Şekerpare, merak etme sen, etrafta ki herkesin derdi aynı akrabalardan yana. Hatta senin "şansım yok" dediğin kişiler de akrabalarından yana "şansım yok" insanıdırlar.
Faili meçhul olay ;)
alüminyum folyo hanım da hoş gelmiş, sevindim burada ismini görünce. Yorumun da özeti olmuş yazının..
Wanna run,
içtenlikle alıyorum efe'm selamını ve aynı içtenlikle de selamlıyorum seni.. :)
Yorum Gönder