14 Eylül 2005

“SEN”im benim

şimdilik adını “sen” koydum. “sen” in aslında “sen” olduğunu çok iyi biliyorsun ve neyi ifade ettiğini de. ikinci tekillikten başka bir şey ifade etmez diye düşünenler için; içimdeki kitabın ilk sayfasını açıp gösteremem kimseye.

sana ait cümlelerim ve cümleleri oluşturan kelimelerim, işte o kadar sahip çıkıyorum kelimelerime; hepsi sana ait diye. bozuk musluk tadında damla damla akarken sana harflerim, şimdilerde denize karışıyor cümlelerim; adına “sen” dediğim o masmavi denize. sen ki, denizine sadece gökten düşenleri katıyorsun, keşfedilmemiş kıtanda… “sen” kıtasındayım, adını “sen” den almış olan “sen” denizinde yüzüyorum. suyun “sen kuvveti”ni uyguluyorsun bana; beni her ıslatışında…
bıraktım kendimi sana…
şimdi açıyorum ilk sayfasını içimdeki kitabın; başlıyorum okumaya:
duyuyorsun değil mi?

Hiç yorum yok:

yıl olmuş kaç, sen hala ne?

bir alttaki yazı ile bu yazı arasında 15 seneden fazla zaman var. neredeyse 6000 gün. altıbin adet doğmalı batmalı gün. hepsi de adrese tesl...