kendimi, ikiden fazla olduğunu bildiğim bir sayıya ayırdığımı hatırlıyorum, bundan yüzyıllar önce, sanki. anlatacak hikâyeleri olmayanlardanım ya da hikâye anlatamayanların, kendilerini hikâyesiz hissetmeleri ile benzeşen bir atmosferdeyim. tam olarak ne olması gerektiğinden de emin olamıyorum fakat ne olmaması gerektiğini çok da iyi biliyorum. kendimi bazı vakitlerde silkeleyip toplayınca, bir o kadar da farkında olmama rağmen, kendimi, kendime, ne olmaması gerektiğine yakın olarak buluyorum, toplamda.
ve ben, o tanımadığınız ben değilim.
ve ben, o tanımadığınız ben değilim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder